Bugünkü Erdoğan-Trump görüşmesi, Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olur mu? İki ülke ilişkilerinde tarihin en derin güven bunalımı, biz buna niteliği itibariyle “büyük kriz”diyelim, aşılabilir mi?
Dar ölçekte “kurucu” ülkelerin bugünlerde yoklama çektiği o yeni güç haritasında Türkiye ve Amerika beraber yoluna devam edebilir mi? Yoksa Ankara-Washington hattındaki bütün ortaklık geleneğini toprağa gömer, Türkiye'yi yükselen yeni güçlerle “farklı” ortaklıklar arayışına mı iter?
'Yerel güçler' formülü Türkiye'yi tehdit ediyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın; “virgül değil nokta konulacak bir görüşme” olarak tanımladığı bu ilk temas, iki lider arasında bir “kurucu irade” mi ortaya koyacak yoksa savaş lobisi aşırılartarafından, küresel ölçekte “yerel güçlerle ortaklık” formülüne kurban mı edilecek?
Daha net ifadeyle, ABD'nin artık, Türkiye için bile tehdit haline gelen, yeni doktrini üzerinden (biz buna teröre desteğe kılıf bulmak diyelim) Türk-Amerikan ilişkilerinde köprüler atılacak mı?