Türkiye için yol açıktır ve nettir: Dünyanın hangi ülkesi, hangi güçler cephesi karşı çıkarsa çıksın, Afrin’le başlatılan savunma planı tamamlanacaktır, Afrin’den İran sınırına kadar bir Türkiye Kalkanı inşa edilecektir.
Bundan sonra içeriden terörle vurma, sınırların hemen dışından terörle çevreleme, “terör” görünümü altında çokuluslu işgal planları hiçbir siyasi söylemle pazarlanamayacak, hiçbir ikili ve çok taraflı teklif ve uzlaşma ile kamufle edilemeyecektir.
ABD ile ilişkilerimiz, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerle ilişkilerimiz (AB demiyorum çünkü yakın gelecekte o olmayacak), bölgedeki bazı Arap ülkeleriyle ilişkilerimiz tamamen Türkiye’nin güvenlik önceliklerine göre, siyasi ve ekonomik önceliklerine göre, stratejik gelecek hesaplarına göre biçim alacaktır.
Afrin sadece bir başlangıçtır: İran sınırına kadar gidilecek..
Eski müttefiklerimize, “Tek yanlı bağımlılığa mahkûm Türkiye” beklentilerini ebediyen unutmalarını öneriyoruz. Türkiye’yi yeniden “Atlantik eksenine hapsetme”, bir kez daha “stratejik ortak” palavralarıyla oyalama, 20. Yüzyıl boyunca devam eden vesayet mekanizmasını bir kez daha işletme dönemi kapanmıştır. Çünkü Türkiye için 20. Yüzyıl defteri kapanmış, 21. Yüzyıl Türkiye’sinin büyük yükseliş dönemi başlamıştır.
Afrin operasyonu, bu ülkeyi yeniden rehin almaya dönük en büyük çokuluslu komploya karşı yapılmıştır. Çevreleyerek, kuşatarak, tehdit ederek, korkutarak, sindirerek ele geçirme planları suya düşmüştür. Ve bu daha bir başlangıçtır. Hemen ardından Münbiç, doğuya doğru Ayn el Arab, Tel Abyad, Irak’ın kuzeyine doğru Sincar, Kandil gibi daha bir çok bölge, bu temizlik harekâtının, bu savunma hattı inşasının hedefinde olacaktır.