Hiçbir ülkede; siyasi muhalefet bu kadar çirkinleşmedi. Siyaseti böylesine terör haline getirmedi. Ülkenin varlığına ve temeline böylesine yıkıcı ve kalıcı saldırılar yapmadı.
Kendi ülkesinin bütünlüğünü, toplumsal birliğini, geleceğini, değerlerini bu kadar açıktan tehdit eden bir yol izlemedi.
Siyaseti ülkeye ve millete karşı intihar saldırısına dönüştürmedi. İçeriden işgal, içeriden saldırı aparatı haline gelmedi.
ÜLKENİN İMHASINI İSTİYORLAR. ‘MÜDAHALE APARATI’ OLDULAR.
Irkçı partiler, terör partileri, ideolojik körlüğe saplanan marjinal yapılar dışında siyasi hareketler ya da partiler, Türkiye’deki kadar ülkesinin imhasına yatırım yapmadı.
Irkçı partiler, terör partileri, ideolojik körlüğe saplanan marjinal yapılar dışında siyasi hareketler ya da partiler, Türkiye’deki kadar ülkesinin imhasına yatırım yapmadı.
Bu kadar küçülmedi, tükenmedi, kötülüğe saplanmadı. “Siyaset örtüsü”nü kullanıp bir milli güvenlik sorununa dönüşmedi. Bunu bu kadar açık ve net yapmadı.
Bu ölçekte bir dış, örtülü operasyon unsuru olarak kullanılmadı. Böylesine yıkıcı bir siyasi dil ve silaha dönüştürülmedi. Böylesine “ihale”lere talip olmadı.