Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’in; “Mehmet Şevket Eygi’nin Özel Harp Dairesi tarafından görevlendirildiği”ne dair iddiası, kişilerle değil, konusu itibarıyla çok önemli bir tartışmanın kapılarını araladı. Bu tartışma; Türkiye’nin Soğuk Savaş dönemine ait bütün örtülü ilişkilerini açığa çıkarabilir, çıkarmalı da.
Dahası bu tartışma; ülkemizin geleceğine dair yol haritasını netleştirebilir, netleştirmeli de. Çünkü Türkiye, bu hesaplaşmayı yapmadan geleceğe dönük doğru bir yol çizemez. Özellikle muhafazakâr çevrenin bu alanda bir iç hesaplaşma yaşamadan bir gelecek inşa etmesi mümkün değildir. Bu hesaplaşma yapılamazsa, eskinin vesayet çevreleri yenilenir, yeni örtülü yapılar kurulur, bence şu an kuruluyor da. İşte tartışmayı bu açıdan, eskiyi sorgulamaktan çok, şimdiki ve geleceğe dönük hesaplar açından çok önemsiyorum.
Eygi’nin cevabı,Dilipak’ın yazısı
O dönem, “Özel Harp Dairesi”ne iş yapıyordu, kimlerle çalışıyordu, kimlerin ajandasına göre iş yürütüyordu, asıl tartışma konusu bu. Ama şimdilik bunu geçelim. Hemen belirtelim ki, Eygi’nin bu iddiaya tepkisi sert oldu. Pekin’e; “İftiralarınızı ispat ederseniz bana, edemezseniz size ait olacak yedi sıfatı tekrar ediyorum: Şerefsiz, namussuz, alçak, müfteri (iftiracı), yalancı, vicdanı ve kalemi satılık veya kiralık, haysiyetsiz, pislik, rezil, saldırgan köpek, fitneci..” gibi çok ağır sıfatlarla karşılık verdi.
Bir süredir “aykırı, şaşırtıcı” çıkışlar yapan Abdurrahman Dilipak’ın bu tartışmaya girmesi ve “Hepimizi Kullandılar” başlığı ile yazdığı yazı konuyu biraz daha genişletti. Elbette bu yaklaşımlar üzerine söyleyebileceğimiz çok şey var. Ama dedim ya; konuyu tartışmak kişiler üzerinden tartışmaktan çok daha doğru sonuçlar verir. Biz de öyle yapacağız.
Parayı Verdi Düdüğü Çaldı: Bu kitap çok şey anlatıyor