Oldukça provokatif bir başlık attığımı biliyorum. Böyle bir şeye kimsenin teşebbüs dahi edemeyeceğini, ülkemin bir karış toprağını tartışmaya açmanın nasıl bir bedel ödeteceğini Anadolu’daki bin yıllık tarihimizin tanık olduğunu biliyorum.
Sadece bir şeylere dikkat çekmeye, gelecekte önümüze konacak harita taslaklarının neler olabileceği konusunda elimden geldiğince uyarılar yapmaya çalışıyorum. Aslında bugünü değil yarını tartışmaya açmak, bugünkü ihmallerin yarının Türkiye’sine nasıl yansıtılacağını ortaya koymak istiyorum.
Zamana oynama: İnce ince işlenmiş biR plan..
“Zamana oynama” son otuz yılda Türkiye’ye karşı hep en etkili politika oldu. Genelde sonuç alındı, kaybeden hep Türkiye oldu. Adım adım, ince ince işlenmiş bir strateji, Türkiye’nin gözlerinin içine baka baka bugüne kadar taşındı. Planın her safhası, savaşı, yıkımı Türkiye’ye daha da yakınlaştırdı. Ve genelde bu politika Türkiye’nin ihmalleri üzerinden, içerideki ihanet çevreleri üzerinden pazarlandı.
Bu ihanet çevreleri, Türkiye’ye kurulan tuzaklarda çok ciddi roller üslendi. Bu rolü bazen sol, bazen etnik çevreler, bazen muhafazakar çevreler üstlendi. Siyasi kimlik üstlenilen rol açısından hiçbir zaman belirleyici olmadı. Onlar, bu savaşı kapımıza getirenler, coğrafyayı yeniden dizayn edenler ve bizi savunmasız bırakmaya çalışanlar içeride her kesimle iş tutabilmeyi başardı.
Ellerinde Türkiye için de yeni harita taslakları var