Müslüman dünya Hindistan’la savaşmamalı, çatışmacı bir geleceğe sürüklenmemeli.
Müslüman dünya Çin’le savaşmamalı, çatışmacı bir dünyaya sürüklenmemeli.
Müslüman dünya, Batı’nın acımasız istilâ projesine, Atlantik kıyılarından Pasifik’e kadar, Müslüman dünyayı çevreleme, kendi içinde çatıştırma, bütün medeniyetlerle sorunlu hale getirme, o medeniyetleri Müslüman silahı ile zayıflatıp kendi küresel hakimiyetini yeniden tesis etme, hem İslâm’a karşı savaş yürütüp hem Müslümanları rakiplerini zayıflatmada bir silah olarak kullanma tuzağına düşmemeli.
Müslüman dünya kendi güç alanını inşa etmeli
Yerel çatışmalara, anlaşmazlıklara, öfke ve uyumsuzluklara, zaaflara saplanıp kalma yerine, 21. yüzyılı biçimlendirecek büyük projelere kafa yormalı, kendi geleceğini, kendi güç alanını nasıl inşa edeceğini düşünmeli. Bunu yapamazsa, bu yüzyılı kesinlikle kaybedecektir. 22. yüzyılda da yine bugünkü Ortadoğu benzeri bir karmaşa ile boğuşuyor olacaktır.
Hindistan-Pakistan arasındaki krizi izliyor musunuz? İki nükleer güç arasında, Pakistan’ın Hindistan’dan bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana savaşlar yaşandı, savaş olmadığı zamanlarda da düşük yoğunluklu çatışmalar, örgütler üzerinden hesaplaşmalar, örtülü istihbarat operasyonları hep vardı. İki ülkenin de silahlanması, askeri doktrini bu düşmanlık, çatışma üzerine biçimlendi. Nükleer silahlanma da buna dâhil.