İdlib Doğu Akdeniz’dir. İdlib Suriye savaşının tamamıdır. İdlib’deki kriz, sadece bir ya da birkaç örgüt meselesi değildir. Yedi bin kilometrekare alan üzerinde kimin nasıl hâkimiyet kuracağıyla ya da Şam rejiminin hâkimiyet sağlamasıyla sınırlı bir şey değildir.
Hemen bütün ülkeler, Suriye meselesinde zıt kutupta olan ülkeler bu küçücük bölgeye müdahale etmeye çalışıyorsa, bu müdahale üzerinden hesap yapıyorsa, bu müdahaleye umut bağlamışsa, mesele çok daha derin, hesap çok daha karışıktır.
Rusya ile İran’ın, ABD ile Fransa’nın aynı noktada buluşması, hepsinin “orada örgüt var” söylemine sığınması, hepsinin bir şekilde Suriye’ye saldırı için fırsat kollaması, son derece düşündürücüdür. “Şam rejimi kimyasal silah kullanırsa müdahale ederiz” diyen ABD ile, “İdlib’de el Nusra var” diyenler aynı zayıf argümanlar arkasına sığınmaktadır.
ABD-PKK işgali Suriye’yi bölüyor, ona neden ses çıkarmıyorsunuz?
Birçok ülkenin, özellikle Rusya ve İran’ın, Suriye’nin büyük bölümünü elinde tutan, bir terör örgütüyle işgal eden, olağanüstü silah yığınağı yapan ABD’ye ses çıkarmaması, bu işgale karşı tek cümle kullanmaması, tam anlamıyla harita değiştiren terör koridoruna itiraz etmemesi son derece şaşırtıcıdır.
İdlib Suriye’nin de, ülke topraklarının yüzde otuzunu oluşturan ABD-PKK işgal bölgeleri hangi ülkenin? Suriye’nin bütünlüğünü bundan daha fazla tehdit eden hangi gerçek var? Ülkenin kuzeyi tam anlamıyla işgal altındayken, üstelik ABD ve PKK bir daha ayrılmayacak şekilde o bölgeye yerleşirken İdlib, Suriye için çözüm inisiyatifi geliştiren üç ülkenin onayıyla denetim altında tutuluyor.