Arap dünyasında tuhaf, Yirminci Yüzyılı tarihten ve hafızalardan silecek, Arapların bugüne kadarki bütün tezlerini yok sayan, çok ama çok tehlikeli gelişmeler yaşanıyor. Çok yakın gelecekte ezberlerimizi bozacak, coğrafyada güç sarsıntılarına neden olacak, Müslüman dünyanın kalbini zorlayacak, anlamlandırmakta zorlanacağımız gelişmelere tanız olabiliriz.
ABD-İngiltere-İsrail ekseninde pişirilen, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Suudi Arabistan üzerinden yürütülen, genç Arap yöneticiler üzerinden servis edilen, Şii-Sünni ayrımını bir kenara iten, Arap milliyetçiliğini bayraklaştırmaya ayarlı ve tamamen Arap-İsrail dostluğunu merkeze alan yeni bir dönem başlatıldı.
Arap dünyasını imha edecekler
S. Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın radikal iktidar değişimi, prensler ve işadamlarını tutuklaması, yüz milyarlarca dolarlık varlıklarına el koyması, yönetim değişikliğine karşı olan din adamlarını terör örgütü listesine alması, kadınların durumunun iyileştirilmesi ve “Ilımlı İslâm” söylemlerinin öne çıkarılması, İsrail’e karşı savaşmanın caiz olmadığına dair fetvalar çıkarılması yeni durumun bugüne kadarki sonuçları oldu.
Ama bundan sonra çok daha çarpıcı, çok daha rahatsız edici, Arap dünyasını rehin almaya dönük çok daha güçlü dalgalara tanık olacağız.
Projenin bölgedeki patronu Muhammed bin Selman değil, artık İsrail istihbaratı mensubu olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zaid el Nahyan’dır. Azılı Türkiye düşmanı bu kişinin öncülüğünde BAE-S. Arabistan-Mısır hattında yeni bir güç ekseni kurulmuştur. Bu eksen tamamen ABD-İsrail eksenidir. Bu hat üzerindeki ülkeleri İran tehdidinden korumak için kurulduğu söylense de, Sünni Arap dünyasını paramparça edecek, imha edecek, ülkeleri bölecek bir projedir.