İstanbul bir şehir gibi değil bir “ülke” gibidir. Sadece bir turizm şehri değil, siyasi, ekonomik ve kültürel bir güçtür. Bu alanlarda dünyanın birçok ülkesinden daha etkilidir. Siyasi tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Roma’nın, Osmanlı’nın başkenti olduğu gibi İslam’a da başkentlik yapmış, yüzyıllar boyunca Avrupa tarihini, coğrafyasını biçimlendirmiştir.
20. yüzyılın terk edilmişliğini bir kenara koyarsak İstanbul, küresel ölçekte etkisini, gücünü son on beş yılda çok daha hızlı biçimde artırmaktadır. Londra, New York, Paris gibi Avrupa merkez şehirlerinin siyasi, ekonomik, diplomasi ve kültürel gücü ile rekabet edecek imkana yönelmiş, 21. yüzyılın yıldız şehirlerinden biri olmaya doğru ilerlemektedir.
Büyük düşüncelerin, büyük hayallerin şehri..
Türkiye’nin yükseliş tarihini başlatmasına paralel biçimde bir “İstanbul Yükselişi” söz konusudur. Sadece ekonomisi dünyanın 140 ülkesinden daha büyüktür. Son yıllarda üstlendiği enformatik merkez olma özelliği, Batı başkentlerini gölgede bırakır hale gelmektedir.
Bugün “coğrafyamız”ın derinliğini, genişliğini ne kadar büyük hesaplarsanız hesaplayın, İstanbul hepsini dolduracak kadar büyüktür, zengindir, öncüdür. Afrika’dan Uzak Asya’ya, Ortadoğu’dan Orta Asya’ya kadar İstanbul bir efsanedir, hayaldir.
Büyük düşüncelerin, büyük hayallerin, büyük yeniliklerin şehridir. İstanbul bir kimliktir, Türkiye’nin zenginliği, en etkili gücüdür. Bölgesel ve küresel güce, etkinliğe açılan kapısıdır.