Tam yüz yıl önce bugünlerde Kudüs’ü kaybettik. Filistin’i kaybettik. Bütün coğrafyayı kaybettik. Son Kale Anadolu’ya sığındık. Burada kendimizi koruduk. Coğrafyanın her köşesinden akın akın gelenler için bir sığınak inşa ettik.
Tam yüz yıl önce, Gazze savaşlarında köy köy, Kanal savaşlarında tepe tepe direndik, Anadolu’nun dört bir yanından giden gençlerimizi kurban verdik. Yemen’de, Irak’ta, Suriye’de ağır bedeller ödedik. Medine’yi savunduk, Kâbe’yi savunduk, ayrım gözetmeden bütün coğrafyayı savunduk.
Bu bir “Haçlı Saldırısı”ydı
Biliyorduk ki bu bir Haçlı Saldırısıydı. Biliyorduk ki bu, İslam yurdunun tamamına yönelen bir istilaydı.. Biliyorduk ki bu, İslam’ı ve Müslümanları tarih dışına itme savaşıydı.
Bir coğrafya dağıldı. Müslüman dünya dağıldı. Biz dağıldık. Garnizon devletler kurdular, baskıcı rejimler kurdular. Topraklarımızı, tarihimizi, onurumuzu rehin aldılar. Müslüman dünyayı, Atlantik kıyılarından Pasifik kıyılarına kadar paramparça ettiler.
Tam yüz yıl sonra ayağa kalkabildik