Almanya Başbakanı Angela Merkel'in; “Artık ABD ve İngiltere'ye
güvenemeyiz. Biz Avrupalılar kendi kaderimizi gerçekten elimize
almalıyız. Diğerlerine tam bağımlı olduğumuz dönemler belli ölçüde
geride kaldı. AB kendi mücadelesini vermeli” şeklindeki sözleri,
Avrupa genelinde bir şok dalgası oluşturdu.
Merkel'in sözlerinin bu kadar etkili olmasının sebebi; ilk kez bir
Avrupa liderinin bu kadar açık konuşması, Batı'nın kendi içindeki
sorunu böylesine net cümlelerle ortaya koyması, İngiltere-ABD
ortaklığı ile Kıta Avrupa'sı arasındaki açının ne kadar
genişlediğinin resmini çizmesi, Avrupa Birliği projesinin
çöktüğünün ve daha çekirdek bir Avrupa'nın inşa edileceğinin
habercisi olmasıdır.
Yaklaşan fırtınayı görebilmek
Birkaç aydır, hep bu konuya, küresel ölçekte yeni eğilimlere dikkat
çekmeye çalışıyordum. Artık küresel sistem diye bir şey olmadığını,
Transatlantik İttifakı'nın dünya düzenini tek başına şekillendirme
gücünü kaybettiğini, ABD-Avrupa denkleminin bozulduğunu, birkaç
çekirdek ülke arasında yeni bir üst yapı oluşturulmaya
çalışıldığını söylüyordum.
Ama bunlar oldukça soyut, ancak dikkatle izlendiğinde
görülebilecek, sessizlikte şekillenen gelişmelerdi. Nedense bizim
aydınlarımız, siyasetçilerimiz, medyamız, gürültüden beslenir. Oysa
gürültü koptuğunda iş çoktan olup bitmiştir. Maharet sessizliği,
sessiz eğilimleri izleyebilmek ve yaklaşan fırtınayı
kestirebilmektir.