Yalnız bir ülkeyiz ve çok zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Yalnız ama gururlu, dirençli, iddialı bir ülkeyiz ve bu zor coğrafyayı ayakta tutacak tek milletiz. Yalnız ama siyasi genetiği güçlü, tarih yapıcı rolü ve iddiaları kesintisiz devam eden ve edecek olan bir milletiz.
Zor coğrafyalarda dirençli milletler yaşar, orayı toparlar, diri tutar, büyük mücadeleler verir, büyük hesaplaşmalara girer. Yalvarmaz, ağlayıp sızlamaz, eğilip bükülmez, diz çökmez, başkalarının merhametine sığınarak ayakta kalmayı tercih etmez.
Bu vatanın, bu coğrafyanın bekçileriyiz, tarih öncüleriyiz
Yüreğiyle, bilgisiyle, bileğiyle, mücadelesiyle kendi iddialarıyla, hesaplarıyla, büyük yürüyüşleriyle ayakta durur. Tarih dönüşlerinde hep onların imzası vardır. Bunun bedelini ödese de, çok ağır şartlarla yüzleşse de karakteri hiçbir zaman değişmez. Çünkü değişirse yok olacağını bilir, değişirse imha edileceğini bilir, değişirse o milletin de o coğrafyanın da mahvolacağını bilir.
Bu yüzden bizler bu vatanın da, bu coğrafyanın da bekçileriyiz, tarih öncüleriyiz. Yüzyıllardır böyleydik yine böyleyiz. Yüzyıllarca daha böyle olmaya devam edeceğiz. Bu, omuzlarımıza yüklenen bir kaderdir. Bu, her birimizin üstlenmesi gereken bir yükümlülüktür. Bu ülkenin lideri de olsanız, memuru da olsanız, düşünce adamı ya da, esnafı, sanatçısı da olsanız bu böyledir.
“3. Büyük Yükseliş”i durdurma planı: Ardı ardına gelen saldırılar bundan