Türkiye’nin milli dayanışma hattı, milli mutabakat arayışları sadece seçimle sınırlı bir çaba değildir. Parlamento ve Başkanlık seçimlerine, yerel seçimlere münhasır bir hazırlık değildir. Elbette yasa değişiklikleri, ittifak anlaşmaları görünürde bunlarla ilgilidir, onlar üzerinden yürümektedir.
Ama çok daha büyük bir hesap söz konusudur. Seçimlerden sonrasına, ülkemizin karşılaşabileceği tehditlere, Türkiye’nin meydan okumalarına, coğrafya ve küresel ölçekte güç arayışlarına yönelik bir hazırlıktır. Büyük hesapların, büyük hesaplaşmaların, büyük iddiaların, büyük kavgaların olduğu bir tarih dilimindeyiz.
Büyük iddialarımız var, büyük kavgalarımız var
Türkiye olarak, içeride çok büyük mücadeleler verdik, “içeriden operasyon” planlarının neredeyse her çeşidine maruz bırakıldık. Güneyden terör örgütleri ve “geleneksel müttefikler” üzerinden saldırılara uğradık ve bunlar hala devam ediyor. İçinde bulunduğumuz coğrafya yeniden tanımlanıyor, haritalar yeniden çiziliyor.
Ülkeler parçalanıyor, tamamen yabancı garnizon haritaları çiziliyor. Bizim için de benzer haritalar masaya sürülüyor. Yeni tehditler yakınlaşıyor, Türkiye bu tehditlere karşı hazırlıklar yapıyor. Savunma ve iç güvenlik hazırlıkları kadar, sınırlarımızın ötesinde büyüyen tehditleri ortadan kaldırma operasyonları kadar çok güçlü bir toplumsal dayanışmanın temelleri atılıyor.
İki net cephe: Ya Türkiye Ekseni ya da çokuluslu müdahale safları..