Muhammed Ali'nin cenaze töreni ABD'deki İslamofobik faşizmin ne
kadar tehlikeli bir hal aldığına dair endişelerimizi haklı çıkardı.
O hem Müslüman hem siyahtı. Beyaz Amerikan ırkçılığının zirvede
olduğu, İslamofobik dalganın ABD'yi rehin aldığı bir dönemde
elbette Ali kimliği asla öne çıkmamalıydı.
Çıkmadı da. Çıkarmadılar. Bunun için çok yoğun ve bir o kadar da
utandıran tavırlar takındılar. Kuvvetle muhtemel hem ailesi hem de
organizasyon şirketi bu konuda uyarıldı.
İslami kimlik öne çıkmayacak, Müslüman değerler öne çıkmayacak,
Muhammed Ali yeniden bir sembole, efsaneye dönüştürülmeyecek,
Müslüman dünyanın cenazeye ilgilisi minimum düzeyde tutulacak,
Tayyip Erdoğan gibi, Türkiye gibi, işi büyüten, işe sahip
çıkanların girişimleri boşa çıkartılacak. Öyle de oldu.
Obama ırkçılığa boyun eğmiştir
Yok organizasyon şirketi, yok aile içi anlaşmazlıklar hepsi hikaye.
ABD yönetimi açıkça işe el koymuş. Talimatlar vermiş, uyarılar,
tehditler yapmış. Cenazeyi sulandırmış, Müslüman hassasiyetinin
yükselmesine engel olmuş.
Burada, bir cenazeye yönelik politik tavır ciddi biçimde
sorgulanmalıdır. Melez bir devlet başkanı bile Ali'nin cenazesine
sahip çıkamamış tam aksine İslam karşıtı dalgaya, beyaz Amerikalı
ırkçılığa boyun eğmiştir.
Bu merasim üzerinden, Muhammed Ali kimliği üzerinden Batı
dünyasını, Amerika'yı, Atlantik'in iki yakasını kontrol altına alan
ırkçı dalga ciddi biçimde sorgulanmalıdır. Yaklaşan büyük bir
tehlikedir, bütün dünyayı, insanlığı tehdit etmektedir.
Bütün terör ve kaos Batı'nın tezgahıdır
Batı, yirmi yıldır kendi sorunlarını dışarıya ihraç etmekte,
zaaflarını bu şekilde örtmekte, kendini ayakta tutmak için dünyanın
bir çok bölgesinde krizler çıkarmakta, onlara travmalar
yaşatmaktadır.