Örgütler bizim coğrafyada birer “Truva
Atı”dır.
Bu hep böyleydi. Ama son yıllarda iş daha
da başkalaştı. Örgütler örgüt olma
sınırlarının çok ötesine taşındı. İnanılmaz bir güç elde ettiler.
Bulundukları ülkeleri aşan etkiler, sarsıcı yıkımlar göstermeye
başladılar.
Hepsinin arkasında bir istihbarat
organizasyonu vardır. Hiçbir örgüt,
ideolojik kimliği ne olursa olsun, bağımsız, tek başına ayakta
durma, savaşma gücüne sahip değildir.
Bu da hep böyleydi. Özellikle Soğuk Savaş döneminde güçler örgütler
üzerinden, sol kimlikli kurtuluş
örgütleri üzerinden birbiriyle hesaplaşırdı. Ama yine
son yıllarda örgütler sadece güçlerin birbirini yoklama aracı
değil, ülkeleri,
bölgeleri istikrarsızlaştırma aracına
döndü.
Bir örgüt üzerinden bir ülke parçalanır oldu. Klasik etnik savaş
yürüten örgütlerin çok ötesinde, küresel etkileri olan, ülke ve
sınır tanımayan örgüt kimlikleri geliştirildi.
IŞİD'i Afganistan'a kim taşıdı?