Türkiye'nin önceki gece Suriye topraklarında başlattığı
operasyon, sadece Suriye'de değil, bütün bölgede taşları yerinden
oynatacak, güç haritalarını değiştirecek bir hamledir. Suriye
savaşının başladığı günden bu yana atılan en sağlam adımdır,
verilen en doğru karardır.
PKK (PYD) ile gizli anlaşma yaparak, Suriye savaşını “Türkiye
Savaşı”na dönüştürme planı bu operasyonla boşa çıkarılmıştır.
Türkiye gibi geleneksel müttefiklerini düşman kategorisine sokarak,
terör örgütleriyle ortaklığını ilan eden ABD, terörle başbaşa,
utanç içinde bırakılmıştır. Yirmi yıldır bu bölgede ABD'nin bu
denli rezil bir durumda kaldığına hiç tanık olmadım.
“IŞİD gösterip PKK ile vur” dönemi bitmiştir
15 Temmuz darbe ve iç savaş girişiminin arkasında yer alan, suçüstü
yakalanan ABD'nin terörle ortaklığı apaçık ortaya çıkarılmıştır.
Gülen ve teröristleri eliyle darbeye kalkışan, Türkiye'yi parçalama
senaryolarına girişen, iç savaş ortamı hazırlamaya teşebbüs eden
ABD, PKK ile ortak bir şekilde de Kuzey Suriye Koridoru'nu inşa
ederek Türkiye'ye kuşatmaya çalışmıştır.
Bu, 15 Temmuz saldırısı kadar alçakça, kalleşçe bir plandır.
“IŞİD'i göster PKK/PYD'ye alan aç” hesabı dünkü operasyonla yerle
bir olmuştur. Çünkü Türkiye, Kıbrıs müdahalesinden bu yana, en
büyük jeopolitik müdahaleyi başlatmış, güneyindeki çokuluslu
senaryolara ağır darbe indirmiştir. ABD ve Batı'nın coğrafyamıza
yönelik bütün kirli çamaşırları ortaya çıkmıştır.
O kuşatma yarılacak
İlk etapta Cerablus'u hedef alan operasyon, işte bu kuşatmayı yarma
girişimidir. Evet, kuşatma da yarılacak, o koridor planı da
bozulacak, harita planları ellerinde patlayacaktır. Türkiye
durmamalıdır. Sadece Cerablus'u değil, Fırat'tan Akdeniz kıyısına
uzanan bütün bölgedeki ABD/PKK ortak planlarını boşa
çıkarmalıdır.
Çünkü bu planlar hem Suriye'yi hem de Türkiye'yi parçalama
amaçlıdır. Bu nedenle, Afrin başta olmak üzere, Kamışlı'ya kadar
PKK/PYD etkinliği kırılmalı, bölgedeki demografik müdahale
engellenmelidir. Çünkü bu güçler, ilk fırsatta yine Türkiye'ye
karşı açık savaşa sürülecekler, Türkiye'yi içeriden ve dışarıdan
vuracaklardır.
İçeride PKK ile nasıl mücadele ediliyorsa, sınırın diğer tarafından
da mücadele edilmelidir. PKK ile PYD'nin iki ayrı yapı gibi
dayatılması bir körleştirme çabasıdır. Türkiye içindeki terör
saldırılarının büyük çoğunluğu, Güneydoğu'daki işgal girişimlerinin
önemli bir bölümü PYD kadroları tarafından yapılmıştır. Bu yüzden
adına PYD de dense bu bir iç tehdittir.
15 Temmuz direnişi Suriye topraklarında
15 Temmuz darbe ve iç savaş girişimine direnenler bugün güneydeki
kuşatmaya direnmekte, kuşatmayı yarmakta, onu boşa çıkarmaktadır.
Çünkü darbe girişimi de, karşısındaki direniş de aynen devam
etmektedir. İstanbul'da verilen mücadele de, Cerablus'ta verilen
mücadele de aynıdır.
15 Temmuz saldırısının arkasındaki güçler de Güney'deki kuşatmanın
arkasındaki güçler de aynıdır. İkisinin de arkasında ABD vardır.
İkisi de Türkiye'yi çökertme amaçlıdır. İkisi de terör örgütleri
üzerinden uygulanmıştır.
15 Temmuz'da Gülen ve teröristlerini kullananlar Güney'deki
kuşatmada da PKK'yı (PYD) ve IŞİD'i kullanmışlardır. 15 Temmuz
başarılı olsaydı, bu örgütler üzerinden Türkiye'ye karşı güneyden
çok ağır saldırılar başlatacak, işgale girişeceklerdi.
Gizli ortaklara, PYD kriptolarına dikkat
İşte bu yüzden, 15 Temmuz'da o çokuluslu müdahaleyi boşa çıkaran
irade, şimdi de Cerablus'a müdahale ederek, Türkiye'ye yönelik en
sinsi oyunu da boşa çıkarmaktadır.
Dikkat edin, 15 Temmuz'u hafızamızdan silmeye çalışanlar, PKK'ya,
PYD'ye tek söz söylememektedir, Türkiye'nin bu müdahalesini boşa
çıkarmaya dönük örtülü operasyonlarda rol almaktadır. 15 Temmuz'un
gizli ortakları, bu kuşatmanın da gizli ortaklarıdır. PYD
kriptoları olarak sözünü ettiğim kesimler bunlardır. “Yeni Paralel
çevre” olarak nitelediğim bu kesim, Türkiye içinde ama dışarıdan
bir çevredir, dışarıdan yönetilmektedir.
Türkiye çok sabırlıdır ama güçlü bir ülkedir. İçeride FETÖ ile
mücadele ederken dışarıda “Suriye batağına saplanıyor” sözleri
gerçeği yansıtmamaktadır. Tam tersine, Suriye sınırı boyunca
FETÖ'cü subayların kontrol ettiği Türkiye, çok ölümcül bir
tehlikeden kurtulmuş, eli rahatlamış ve karşı operasyonlara
başlayabilmiştir. O subaylar gitmeden, o tasfiye yaşanmadan bu
operasyonu yapmak mümkün olmayacaktı.
Üç örgütle ülke işgal ediyorlar
Türkiye, gecikmiş de olsa son derece akıllı bir manevra yaptı.
Suriye'nin toprak bütünlüğü, bölge ülkeleri ile iletişim halinde bu
operasyon gidebildiği yere kadar gitmelidir. Türkiye içindeki
“Koridorcu”ların sulandırmalarına, zihin bulandırmalarına
aldırılmamalı, bu stratejik hamle sona ulaştırılmalıdır.
Şahsen askeri kapasite diye bir endişem hiç olmamıştır. Üç tane
örgütle ülkelerin işgal edildiği bir dünyadayız. PKK ve IŞİD'le
Suriye'yi ele geçirmeye çalışan bir ülkenin varlığını biliyoruz.
Mesele askeri kapasite değil, siyasi/diplomatik ihanetlerdir. Asıl
tehlike buradadır; örtülü operasyonlar buradan yapılmaktadır.
Türkiye bugüne kadar bu yöntemle oyalanmıştır.
Sizin adamlar vurdu Gaziantep'i Biden!
ABD Başkan Yardımcısı Jeo Biden'ın Ankara'daki dostluk söylemleri
bizi hiç ilgilendirmemektedir. O sözlere karnımız toktur, bu ülke
yıllarca o sözlerle oyuna getirilmiştir. Onların desteklediği
teröristlerin Meclis'i nasıl bombaladığını gördü dün Biden. Onların
desteklediği teröristlerin Gaziantep'i nasıl vurduğunu biliyor
Biden. İşte o saldırı, Fırat Kalkanı operasyonunu engellemek için
yapıldı, bunu da biliyor Biden.
Terörle ortaklık kuran bir ülkeyi temsilen, terörle vurulan bir
ülkeye geldi. Daha Ankara'da iken PKK/PYD'ye talimat verdi ve örgüt
hemen açıklama yapıp “Fırat'ın Batısı'na çekileceğini” duyurdu. Kim
yönetiyormuş terör örgütlerini?