Türkiye sadece Suriye’nin kuzeydoğusundan, o kuşakta oluşturulmak istenen terör koridoru ile kuşatılmıyor. ABD’nin PKK/PYD ile yürüttüğü, terör görünümlü çokuluslu işgal planlarıyla çevrelenmiyor. Türkiye daha güneyden, daha Batı’dan yeni bir eksenle kontrol altına alınmaya çalışılıyor.
Yine ABD, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Mısır üzerinden planlanan, BAE Veliaht Prensi Muhammed Bin Zaid ve BAE Veliaht Prens Muhammed Bin Selman üzerinden servis edilen yeni bir “eksen”le durdurulmaya çalışılıyor.
Kuzeyden, Irak ve Suriye üzerinden yürütülen çevreleme harekatı, bizim “terör koridoru” dediğimiz o çokuluslu garnizon haritası Afrin operasyonu ile, Fırat Kalkanı ile büyük oranda boşa çıkarıldı. En azından Akdeniz’e açılan kapısı kontrol altına alındı, Batı kapısı kapatıldı. Kuzey Irak’taki bağımsızlık referandumu da bu projenin parçasıydı ve o da etkisizleştirildi.
Böylece Akdeniz’den İran sınırına uzanan kuşakta Türkiye’yi karşısına alacak, tehdit edecek bir planın uygulanamayacağı, bu tehditleri boşa çıkarabileceğimiz bütün dünyaya ilan edildi, parçalanmış Türkiye haritası ellerinde kaldı.
Afrin’den sonra yeni operasyonlar geliyor
Afrin operasyonu ile hem Türkiye’ye yönelik tehditlerle mücadele edebileceğimiz, hem de Türkiye’yi dışlayarak, Türkiye’yi rahatsız ederek, Türkiye’siz bir coğrafya inşa etmenin mümkün olmayacağı bütün Batı dünyasına ve onlarla birlikte hareket eden bölge ülkelerine gösterilmiş oldu.