Önce teröre destek veriyor de. Sonra baskı altına al. Ardından beraberindeki ülkelerle birlikte abluka uygula, köşeye sıkıştır. 12 milyar dolarlık silah alımına razı et. Teröre destek de, İran’la ilişkiler de, Suudi hassasiyeti de buhar olsun. Katar’a yapılan budur! Önce şantaj yap, sonra tehdit et, çaresiz bırak, ardından 12 milyar dolarına el koy.
Terör meselesi de, DEAŞ meselesi de, İran meselesi de budur. Terör büyüklerin kırbacıdır. Terör, ABD’nin, Batı’nın bizim ülkelerimize, zihinlerimize soktuğu bir hançerdir, bir işgal gücüdür, bir zihinsel iğfaldir. El Kaide de, DEAŞ da “içeriden işgal”in uzantıları olarak kullanılmıştır, kullanılmaktadır. Birer Truva Atı’dırlar.
Yarın bir başka ülke hedef seçildiğinde…
Yarın bir başka ülke hedef seçildiğinde DEAŞ unutturulacak, hiçbirimizin aklına bile gelmeyecek. Yeni ve çok tehlikeli örgütler öne çıkarılacak. Hepsi CIA karargâhlarında kurgulanmış, teşkilatlandırılmış, silahlandırılmış, eğitilmiş azılı teröristler bir Müslüman ülkeye musallat edilecek. Batı’ya meydan okuyacak, asıp kesecek, turistlere saldıracak. Tarihi eserleri yıkacak, sivil katliamlar yapacak. Bırakın Batı kamuoyunu, Müslüman sokaklar bile bu yeni örgütlerin dehşetine kapılacak.
Ardından ne olacak, biliyor musunuz? O ülke istikrarsızlaşacak. Yavaş yavaş ABD ve diğer işgal güçleri belli bölgelere girecek. Ülkenin direnecek, kendini toparlayacak hali kalmayacak. Merkez yönetim çökecek, etnik ve mezhep kimliklerine göre yeni iktidar alanları oluşacak. Birkaç yıl böyle gidecek, ardından o ülke için hazırlanan harita devreye girecek. Oyun bu, hep böyle olmuştur!
Daha kaç kez yanılacağız?