Amerika’dan Avrupa’ya, Ortadoğu ve Güney Asya’dan Rusya ve Asya-Pasifik bölgesine kadar küresel güç denklemi altüst olmuştur. Artık hiç bir ilke, fırsat, ideal, ulus üstü değer ya da düzenleme yerli yerinde değildir, etkili değildir. İnsanlık tarihinin en keskin virajlarından birini yaşıyoruz. İki dünya savaşı öncesi ortamı daha fazlasıyla yaşıyoruz, görüyoruz.
Tanık olduğunuz küçük çaplı tartışmalar, çatışmalar, krizler, terör üzerinden operasyonlar, finansal kapışmalar, ülkelerin olağanüstü savunma hazırlıkları, devletin merkez iktidar alanını güçlendirme çabaları, anormal güç arayışları, kararlı ve öfkeli milli bütünlük mesajları, toplumsal dayanışmaya dönük yoğun çabaların hiç biri birbirinden bağımsız değildir.
Tarihte görülmemiş bir hesaplaşma yaklaşıyor
Bunların tamamı dünyayı bekleyen bir büyük tehlikeye hazırlık çabalarıdır. Tam anlamıyla küresel hesaplaşma, bozgun, fırtına yaşanıyor ve bu büyük bir savaşın ön işaretleridir. Türkiye dahil, kendini bilen her ülke, her millet böyle bir teyakkuz halindedir.
Önümüzdeki yakın dönemde ne ile karşılaşacağımız, dünyanın nasıl bir yere sürükleneceği kestirilememektedir. Ancak bugünkü küçük çatışmaların çok büyük bir hesaplaşmanın parçası olduğunu, o büyük hesaplaşmanın hızla yaklaştığını artık biliyoruz.
Artık hiçbir bölgesel dayanışma, hiçbir geleneksel ittifak halkası, hiçbir ülkenin “sınırsız” görülen gücü, olağanüstü bir değişim yaşanmadan, dünyayı bir ayarda tutamaz, tutamayacaktır. Atlantik ittifakının kibirli güçleri, eski iktidar tekelini ellerinde bulunduran ülkeler bu gücü, imkanı kaybedecektir ve hızla kaybetmektedir. Kaybederken de bütün dünyayı felakete sürüklemenin hazırlıklarını yapmaktadır.