Bazen tarihin de coğrafyanın da yükünü kaldırmakta zorlanırız. Dinin, vatanın, medeniyetin, kimliğin bir milletin omuzlarına yüklediği sorumluluk çok ağır gelir.
Bu yük bizi bazen diriltir, güçlendirir, şahlandırır. Bazen ezer, yok olmakla yüz yüze bırakır. Öyle ki, tarih dışına itilmeye ramak kalır. Ama her tükenişten sonra yeniden yükseliriz, güç biriktiririz, yeniden o iddialara sarılırız, genelde de hep o iddianın gücüyle ayağa kalkarız.
Çok zor sınavlarımız olur. Büyük kahramanlarımız, büyük kavgalarımız olur
Çok zor sınavlardan geçeriz, çok ağır bedeller öderiz. Büyük iddialarımız olur, büyük davalarımız, büyük hesaplaşmalarımız. Çok büyük kavgalarımız olur. Kavgaya girmekten kaçınmayız, uzak durmayı sevmeyiz, “bize ne” demeyi hiç bilmeyiz.
Bu yolda büyük kahramanlar çıkarırız, büyük liderler çıkarırız. Onları omuzlarda yükselten toplumsal fedakarlıklar göz yaşartıcıdır. O kahramanlar da, o liderler de, etrafındakiler de, onlara güç ve şevk veren millet de bir ilahi kader yolunda yürür. Her şeyin farkındadır. Asla pes etmezler, asla yenilgiyi içlerine sindirmezler.
Biz tayin etmeyiz. Mücadele kaderdir!