İdlib'deki kimyasal katliam, Suriye savaşının en önemli dönüm
noktalarından biri olacak, belli. Yüzbinlerce masumun hayatını
kaybettiği, şehirlerin harabeye döndüğü ve coğrafyayı paramparça
edecek ölçüde tehdide dönüşen bir savaşın yol açtığı trajediye,
çocukları hedef alan vahşi bir saldırı eklendi.
Şam yönetiminin, Esed yönetiminin hiçbir ahlaki sınırı yok, hiçbir
meşruiyeti yok, hiçbir katlanılır tarafı yok. Burası kesin..
Özellikle son kimyasal saldırıdan sonra bu yönetime haklılık
kazandırmaya dönük hiçbir politik hesap kabul edilebilir değil. Bu
yönetim cezalandırılmalı, Suriye'yi daha da yıkıp yok etmeden
devreden çıkarılmalıdır.
Ama İdlib saldırısından sonra ABD'nin Suriye'ye hava saldırısı
düzenlemesi. Bir askeri üssü vurması Esed'i devreden çıkarma,
Suriye meselesini kökten halletme anlamına gelmiyor.
Hedef Esed'i devirmek değil, yeni harita ise durum kötü
Tek bir hava saldırısı ile harekete geçenler, “ABD bu işi çözecek”
havasına girenler çok dikkatli olmalı. Daha bir hafta önce “Esed'in
kalmasında bizim için sakınca yok” diyenler, bir hafta sonra füze
saldırıları yapıyor ve bunu kimyasal saldırıya karşı cezalandırma
olarak sunuyorsa daha da dikkatli olun malı. Peki neden?
ABD'nin Suriye politikası henüz netleşmiş değil. Obama yönetiminin
bıraktığı enkazın nasıl kaldırılacağı belli değil. Trump yönetimi
ne yapacak, ne tür önceliklerle hareket edecek, onlar için mesele
Suriye ya da Esed mi yoksa başka hesaplar mı var, belli değil.