Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözlerini bir kenara yazın: “Ülkenin bekasını ilgilendiren konularda siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyup 82 milyonla Türkiye ittifakı olarak hareket etmeliyiz.”
31 Mart seçim sonuçlarından çok öte bir şey söyleniyor. Bir “Türkiye İttifakı”ndan söz ediliyor. Bunun en üst siyasi kimlik olmasına dikkat çekiliyor. Coğrafyamızda, küresel ölçekte ve içeride verilen mücadelenin ruhu ortaya koyuluyor.
İki yıldır “Türkiye Ekseni” kavramı üzerine yazılar yazıyorum. Sağcı, solcu, milliyetçi, İslâmcı, muhafazakâr, ne olursanız olun, hepsinin üstünde böyle bir kimlik olduğunu, bunun da bu topraklarda bin yıldır verdiğimiz mücadelenin kendisi olduğunu söylüyorum.
VE ‘ÇOKULUSLU EKSEN’E KARŞI “ACIMASIZ DİRENİŞ” DÖNEMİ…
Türkiye Ekseni’nin karşısında ise “Çokuluslu Eksen” inşa ettiler. Bunu Gezi olaylarında gördük, 17-25 Aralık’ta gördük, 15 Temmuz’da gördük. Bunu PKK üzerinden, terör üzerinden, FETÖ üzerinden yürütülen müdahalelerde gördük. Bunu, Suriye’nin kuzeyinden kuşatılırken gördük, Ege ve Doğu Akdeniz’den sıkıştırılırken gördük, görüyoruz. Bunu; ABD ve İsrail adına S. Arabistan, BAE ve Mısır üzerinden sürdürülen saldırılarda gördük, görüyoruz.
Daha göreceğiz. Kuvvetle muhtemel “Muhafazakâr muhalefet, muhafazakâr müdahale” formatlarıyla da göreceğiz. Çünkü Türkiye’nin bin yıllık mücadelesinin en acımasız dönemlerinden birini daha yaşıyoruz. Ben buna “Acımasız Direniş” dedim. Yeni bir Türkiye yükselişi var, yeni bir tarih dönüşü var, yüz yıl sonra vesayetten kurtulup tarih havzasına ve iddialarına dönen bir millet var.