Uzunca bir süredir, bir konu hakkında tartışma açmaya, bir fikri olgunlaştırmaya, ona dikkat çekmeye çalışıyorum. Türkiye’miz için bir fikir, bir ufuk, bir düşünce olabilir mi diye zihnimi zorluyorum.
Dünyanın Doğu-Batı olarak ikiye bölündüğü, yeni bloklaşmanın bu yönde seyrettiği, bu yönde bir geleceğe yöneldiği, çatışmaların ya da barışların bu iki adres arasında olacağı belirginleşti.
Ekonomik, siyasi, güvenlik, kültürel formatlamalar hep bu çerçevede şekilleniyor. Bugünkü tartışmaların, pozisyon alışların tamamı buna göre biçim alıyor. Bunu görüyoruz, izliyoruz.
Doğu ya da Batı’dan birini seçmek zorunda mıyız biz? Başka seçeneğimiz var mı?
Peki, dünya, Doğu-Batı şeklinde ayrışmanın, bölünmenin, cepheleşmenin ya da yeniden yapılanmanın dışında yeni bir şey üretebilir mi? Ya da biz, hangi eksende yer alacağız?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz