Türkiye; Osmanlı’nın çöküşünden sonra ilk kez, bugünkü gibi, bir güç inşasına girişti. Siyasi, kültürel, jeopolitik iddia ve mirasını harekete geçirdi. Üstündeki tozu attı, siyasi genetiğini yeniden keşfetti.
Osmanlı’nın çöküşünden, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana dondurulan, ertelenen bütün iddia ve dosyalarını yeniden açtı. Elinden alınan, etki alanından çıkarılan, rehin alınan her yere ve her şeye güç verdi.
Cepheden merkeze, vesayetten yerliye: Türkiye artık güç, iddialar ülkesidir.
Bugüne kadar ABD ve Avrupa baskısıyla susturulan iradesini harekete geçirdi. Cepheden merkeze döndü, vesayetten yerliye döndü, Batı başkentlerinden Anadolu’ya döndü, emanet zihinlerden kendi aklına döndü.
Türkiye düşüncesinin sadece ve sadece kendi hamuruyla inşa edilebileceğini gördü. Bu düşüncenin sadece kendisi tarafından tanımlanacağını gördü.