Türkiye bir “Üst Akıl”dır, “Eksen”dir, coğrafya vicdanımızdır, tarihin omuzlarımıza yüklediği yüktür, yüzlerce yıldır bu bölgede yürüttüğümüz mücadeledir, hesaplaşmadır. Türkiye bugünün dünyasında, coğrafyamızda yükselen bir siyasi kimliktir.
Türkiye bir iddiadır, tezdir, idealdir, umuttur.
Ülkemize, milletimize, geçmişimize ve geleceğimize savaş açan bir “Küresel üst akıl” elbette vardır. Darbelerin, iç savaş girişimlerinin, terörle diz çöktürme çabalarının, çevreleme planlarının arasında bu akıl, bu güç ittifakı vardır.
‘İç işgal’cilik üzerinden “Müdahale cephesi..” Siyasi hafızaya sığınmak
15 Temmuz’un arkasında, PKK’nın arkasında, Suriye’nin kuzeyinden çevrelemenin arkasında, ülkemize karşı BAE-Suud cephesinin arkasında bu akıl, bu güçler koalisyonu vardır. Bundan sonra, dalgalar halinde ülkemizi, milletimizi yoklayacak yeni saldırı türlerinin arkasında, ”iç işgalciler” üzerinden yürütülen yeni “Müdahale Cephesi”nin arkasında yine bu akıl vardır.
Bu koalisyonla, genel geçer gündelik taktiklerle mücadele etmeyeceğiz, edemeyiz. Bir akıl üretmek, bir duruş geliştirmek, bir güç inşa etmek, tarihi tezlerimize ve siyasi hafızamıza müracaat etmek bir zorunluluktur. Bu bir iç mesele değildir, bu tarih hesaplaşmasıdır, yüzlerce yıllık siyasi tarihin bugün yeniden masaya gelmesidir.