Bu ülkedeki her birey, çevre, grup,
teşkilat Türkiye'yi ayakta tutmak için, ona güç
vermek, yüz yıl sonra gelen tarihi yükselişe katkıda
bulunmak, bu yolda olağanüstü fedakarlıklaryapmak zorundadır.
Türkiye'ye omuz vermek, onu bölgesel kaosun yıpratıcı
saldırılarından korumak, kendisine ve yakın coğrafyasına yönelik
saldırılar karşısında direncini arttırmak hepimizin boynunun
borcudur.
Artık kişisel hesaplar ve çıkarlar, grup, parti, cemaat
öncelikleri belirsizleşmiştir. İdeolojik kimlikler, etnik
hayaller, mezhep eksenli hesaplar bu büyük mücadelenin yanında
anlamsızlaşmıştır. İç politik kavgalar, ufuksuz, öngörüsüz,
basiretsiz sözler ve uygulamalar, geçmişe dair hesaplar
karşılıksızdır. Artık Türkiye'yi ayakta tutma sorumluluğu, daha da
güçlendirme zorunluluğu bu ülkede yaşayanların
ötesine yayılmış, sınırların dışına taşmıştır.
Türkiye coğrafyanın tek güvencesidir..
Atlantik kıyılarından Pasifik kıyılarına uzanan Müslüman Orta
Kuşak'ta tek diri güç, coğrafyamıza yönelen topyekûn
işgal ve ülkeleri parçalayıp şehir devletlerine bölme
planlarına en güçlü itiraz Türkiye'dir.
Artık Halep'e, Musul'a, yeryüzünün orta kuşağını
oluşturan Müslüman dünyadaki her soruna söz üreten, reaksiyon
gösteren, koruyucu-kollayıcı misyon üstlenen tek ülke
Türkiye'dir.