Bir ülkenin Cumhurbaşkanı'na “katil” dersiniz,
“zalim” dersiniz, “Hitler”
dersiniz, “Seni oradan indireceğiz” dersiniz,
ailesini hedef alırsınız, her türlü hakareti ve tehdidi
yaparsınız.
Ona oy veren yüzde elliden fazla kitleyi
mahkum edersiniz,küçümsersiniz, insan yerine
koymazsınız, onlara hakaret edersiniz. Eski azınlık
cuntanızın devamı için her
türlü tetikçiliğiyaparsınız,
eskinin iktidar kurucu
oligarklarını ayakta tutmak için her türlü çirkefliği
yaparsınız.
Meşru kanalları zorlayıp, işlemez hale
getirerek, “kısa devre iktidar” hesapları için
bütün ilkeleri bir tarafa
itersiniz? Yalansöylersiniz, senaryo
yazarsınız, başkalarının hesapları için, iktidara muhalefet
görüntüsü altında Türkiye ile, coğrafya ile, millet ile,
geleceğimizle kıyasıya bir
hesaplaşmaya girersiniz.
Hiçbir ahlaki ölçü, ilke, tutarlılık sizi
sınırlayamaz. Süslü cümleleriniz, kötü niyetli
hesaplarınız dışında hiçbir şeyiniz yoktur.
Bu gazetecilik olur.
Başbakan'ın evini basacaktınız!
Bir ülkenin Başbakan'ını sokak terörüyle devirmeye çalışırsınız.
Terör üzerinden linç etmeye
girişirsiniz. Evini ofisini basmaya
kalkarsınız. Oradan PKK şovu gibi, Savcı
Kiraz'ın kafasına dayanan silah görüntüsü gibi, dünyaya fotoğraf
vermeye çalışırsınız. Bunu yapan terör gruplarını
bayraklaştırırsınız. Elleri silahlı maskeli örgüt
mensuplarını sayfalarınızda, köşelerinizde
pazarlarsınız. Türkiye'de bir Ukrayna denemesi
yaparsınız, ülkeyi iç savaşın eşiğine
getirirsiniz. Elinize bir Kaleşnikof almadığınız
kalır. Bu açığı da terör örgütlerinin silahlarına
dayanarak kapatırsınız.