https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/tracGerçeği baktıkları yerden gördüklerinden ibaret bir şey sanıyoruz genellikle. Daha kestirmeden söylersek, tabiatı icabı sınırlı görüş açımızın her şeyi görmeye yettiğine inanıyoruz çoğumuz. Oysa gerçeği bütünüyle görecek kabiliyetten yoksunuz. Başkalarının başka bakma açıları var ve ‘şeyler’ onların baktıkları açılardan bizim gördüğümüzden daha başka görünebiliyor. Bu farklılıklar, anlamı genişletiyor aslında. Buna açık olmak gerekiyor, bu gerekli. Bizim gördüğümüzden başka şeyler görenleri, başka şeyler anlayanları kafadan mahkûm etmenin manası yok. Gerçeğin sadece kendi zihnimizde biriktiği zannı, bir tür körleşmeye yol açıyor ve bu devrin insanlarının kahir ekseriyeti bu dertten mustarip.“Ah, bir öğrenebilseydi insan başkaları hakkında hüküm vermemeyi, keskin ve keyfi düşüncelere kapılmamayı, sırf ebediyen soru olarak kalsın diye kendine yöneltilmiş sorulara cevap vermeye yeltenmeseydi! Her düşüncenin hem yalan hem doğru olduğunu anlayabilseydi! Tek taraflılığıyla, insanın bütün hakikati kavramasının mümkün olamayışıyla yalan; insani esinlenişin bir tarafının ifadesi oluşuyla da doğru. İnsanlar bu ebediyen hareket halinde, sonsuzcasına iç içe geçmiş iyilik ve kötülük kaosu içinde diğerlerinden ayrı bölmeler yarattılar kendi...
İbrahim Karagül
Yeni Şafak Gazetesi