Türkiye’nin yerli duruşuna, milli devlet aklına, coşkulu toplumsal bilincine, tarihî ve siyasî genetiğini yeniden keşfetmesine, bütün imparatorluklar aklıyla 21. yüzyıla dönmesine karşı son derece yabancı bir dalga inşa ediliyor, son derece tehlikeli bir cephe oluşturuluyor.
Bugüne kadar taşıdıkları siyasi kimliklere bakılmaksızın, bu güçlü dalgaya, dönüşe karşı “muhalif” yapılar tek çatı altında toplanıyor, Türkiye’yi durdurmak için seferber ediliyor.
Muhalefet partilerinin siyasi tezleri; ülkeye, millete, tarihe, coğrafyaya “yabancı” kodlar üzerinden yeniden tanımlanıyor. Buna bağlı olarak; sol, milliyetçi, muhafazakâr, İslâmcı gibi siyasi kimlikler yerli olan ve dışarıya bağımlı olan arasında bir ayrışmaya tabi tutuluyor.
Ellerine; PKK’nın, FETÖ’nün Türkiye haritası tutuşturuldu....
Ve bu yapılar; Türkiye’ye karşı açık savaş yürüten PKK, ABD ve İsrail istihbaratının Türkiye ayağı olan FETÖ ile aynı cephede hareket ediyor.
Dahası; on yıllardır Atlantikçi çevreler tarafından dizayn edilmiş aydın, STK, cemaat, sermaye çevreleri ile birlikte hareket ediyor.
Ne tuhaftır ki; Türkiye’nin 21. yüzyıl duruşuna cephe...