15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümleri “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” adıyla resmîleşti. Bu “resmî gün” vesilesiyle milletin kahramanca direnişi ve şehitlerimizin fedakarlığı her yıl hürmetle anılıyor... Buraya kadar gayet güzel… Peki, milletin gerçekten birlik içinde gösterdiği direniş sayesinde bertaraf edildiği söylenen darbe kalkışmasının yıldönümlerini gerçekten “milli birlik günü” haline getirebildik mi?
Bu yılki 15 Temmuz törenlerine, bu yıldönümü vesilesiyle yapılan açıklamalara bakılırsa bunu söylemek zor. Aslında 15 Temmuz’un hemen ardından birdenbire değişen bir siyasi ve toplumsal atmosfer söz konusu milletin topyekûn direnişinin milli birlik vesilesine tahvil edilemeyişinde... Bu yılki anmalarda da geçtiğimiz yıllardaki sorumsuz tutumun tekrarlandığını ve hatta konunun seçim sathımailinde kullanışlı bir araca dönüştürülmeye çalışıldığını teessürle görmekteyiz.
Bu bakımdan bu yılın 15 temmuzunda da önceki yıllarda dile getirilenlerden farklı yeni bir şey söyleyebilecek durumda değiliz. Dolayısıyla ben de müsaadenizle üç yıl önceki 15 Temmuz’da söylediklerimi yeniden hatırlatmak...