Zeki Müren bir şarkısında “Alkışlarla Yaşıyorum” diyordu ya, aslında sadece sahne sanatçıları değil, her insan alkışlanmayı sever. Bilhassa yönetici konumundaki kişiler yaptıkları işlerin her halükârda takdir edilmesini arzu ederler. Kendilerine boyuna “Aslansın, kaplansın” denilmesini isterler. Alkış onların da gıdasıdır.
Öyle ki geçmiş devirlerde bu işleri yapan profesyonel kadrolar istihdam edilirmiş saraylarda.
Mesela Osmanlı sarayında “alkış çavuşları” ünvanını taşıyan devlet memurları vardır.
Osmanlı devlet teşrifatında bu uygulamanın yerini Prof. Abdülkadir Özcan TDV İslam Ansiklopedisi’nin “alkış” maddesinde şöyle anlatıyor: “Protokole göre, padişah bir merasim için tahtına oturduğunda, atına bindiğinde ve bayram törenlerinde kutlamaları kabul ederken alkış çavuşları teşrifatçıbaşının işaretiyle, ‘Aleyke avnullah’; ‘Uğurun açık olsun, ikbâlin efzûn, padişahım, ömr ü devletinle bin yaşa!’; ‘Mâşallah, mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var!’ diyerek bir ağızdan bağırırlardı.”
Alkış çavuşlarının hükümdara “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var” diye...