Önümüzde kritik bir seçim var. Bu seçimde bir iktidar değişiminin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusu herkesin zihnini meşgul eden problem. İktidar cephesi son dört beş yıl içindeki kötü yönetim karnesi ve bilhassa ekonomideki sıkıntılar yüzünden epeyce yıpranmış durumda. Ancak siyasette yirmi dört saat bile uzun süre sayıldığından seçimin sonucu henüz garanti değil. Muhalefet cephesi bunun farkında olmak mecburiyetinde.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde ellinin üzerinde oy alma gerekliliği birçok faktörün bir arada işlev görmesini de zorunlu hale getiriyor. Evet, iktidar sıkıntılı bir durumda. Ama iktidarı bu sıkıntıdan kurtaracak tek ihtimal, herkesin de görebildiği üzere, muhalefet cephesinin vahim bir yanlış yapması olur.
Görünen o ki Cumhur İttifakı da bir seçim başarısı için artık yalnızca muhalefet partilerinin adaylık kavgasına tutuşup masayı dağıtması ihtimaline bel bağlamış durumda. İktidar açısından çaresizlik göstergesi bu yaklaşım elbette. Ülkedeki sorunları çözmeye çalışarak halktan destek almayı hedeflemek yerine, muhalefet blokunun parçalanmasına ümit bağlamak ve kimlik siyasetiyle halktan oy almayı ummak çaresizlik göstergesinden başka bir şey...