Cahil sıfatını çoğunlukla bilgili veya eğitimli olmayan kişileri nitelemek için kullanırız. Bir de “tecrübesiz, genç” anlamında bir kullanımı var ama bu da esasen bir bilgi (çeşidinin) eksikliğini ifade ediyor yine. Esas olarak bilgi derken eğitim yoluyla edinilen bir değeri kastederiz. Eğitimle bilgi sahibi olup cehalet adı verilen olumsuz durumdan kurtulabileceğimizi var sayarız.
Üniversitedeki profesörün oyuyla dağdaki çobanın oyunun eşit olması bu bakımdan pek aklımıza yatmayan bir husustur. Hatta “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” şeklindeki ilahî hitabın da yorumu bu doğrultuda yapılır çoğunlukla.
Peki, cahillik bilgi sahibi olmanın zıddıysa “eğitimli cehalet” veya “okumuş cahiller” gibi nitelemeler -tıpkı dört köşeli üçgen sözü gibi- birer oksimoron değil mi?
Cahilliği salt bilgisizlik veya eğitimsizlik olarak anlıyorsak öyle. Gelgelelim bilginin de bilgisizliğin de sınırı yok. Bilgisizlik nerede biter, bilgili olmanın imkanı nerede başlar, belirsizdir. Hatta gerçek anlamda bilgili olmanın imkanı var mıdır, o da tartışmalı bir konu.
Büyük...