Partilerin seçim ittifakı yapmasını mümkün kılan yasa değişikliğini aslında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gerekli kılmıştı. Çünkü yeni sistemde bir adayın cumhurbaşkanı seçilebilmesi için yüzde ellinin üzerinde oy alabilmesi lazım. Bunu da mevcut şartlarda bir partinin tek başına sağlaması pek kolay değil. En azından bugünkü konjonktürde. Dolayısıyla asgari müştereklerde birleşebilen partilerin birbirleriyle ittifak ederek seçime katılmaları zarureti kendiliğinden ortaya çıkmıştı. İkincisi, Referandum sürecinden bu yana AK Parti ile adı konulmamış bir ittifak içinde olan MHP’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde de bu desteğini sürdürmesi için gerekiyordu seçim ittifakı sistemi. Buna karşılık, muhalefet partilerinin bir araya gelerek bir ittifak oluşturabilmeleri beklenmiyordu. En başta siyasi zorluklar vardı bunun önünde. İktidar partisi ve lideri sola karşı sağ tabanı kendi bahçesine toplamaya yönelik bir strateji içindeyken sağ partilerin sol bir partiyle seçim ittifakı yapmaları olacak iş değildi. Ama oldu.