Onlar da hükümet ne yaparsa yapsın, hangi yaklaşımı benimserse benimsesin -ve farklı dönemlerde benimsenen farklı yaklaşımlar birbiriyle ne kadar çelişirse çelişsin- her halükârda savunma mevziinde yer alıyorlar.
Bu zümre öyle üç beş kişiden oluşan ve profesyonel amaçlarla parti yönetimiyle ilişki içinde olan malum gruplardan ibaret değil. Bu zümrenin asıl büyük gövdesini -kendi değerlerinin ve hatta varoluşlarının temsilcisi olarak gördükleri- AK Parti ve Erdoğan ne yaparsa yapsın ne söylerse söylesin destek veren kitle oluşturuyor. İktidar partisinin en büyük gücü de bu kitlenin bu seviyedeki sadakati zaten. Ancak bu kalabalık zümrenin AK Parti seçmen tabanının bütünü olmadığını da unutmamak lazım. Geniş tabanın destek ve oy verme tercihleri nispeten daha rasyonel gerekçelere dayanıyor.
Dolayısıyla bugün İstanbul seçimlerinde ortaya çıkan krizi AK Partinin “geniş tabanının” nasıl değerlendirdiğine iyi bakmak lazım.