Şeyh Bedreddin hakkındaki olumsuz anlatının ilk günden itibaren giderek tonunu arttırmış olması ilginç bir durum. Şeyh’i bir isyan planlayıp devlete baş kaldırmakla suçlayan ilk devir kroniklerinde sabık kazaskerin itikadî çizgisiyle ilgili bir suçlama yer almaz. Hatta idam kararında kanının helal malının haram olduğuna hükmedildiği aktarılır ki bunun manası dinî değil siyasî bir gerekçeyle hayatına son verilmiş olduğudur. Nitekim Âşıkpaşazâde “padişah olma hevesine kapıldığı” için yakalanıp idam edildiğini anlatır. Bedreddin’in isyan ettiği bilgisinin ilk yerli kaynağı da budur. Ondan önce ise İbn Arabşah bu “isyan”dan söz etmiştir. Aşıkpaşazade’den önce kaleme alınan Şükrullah’ın Behçetü’t-Tevarih’inde ve Bizanslı Dukas’ın kroniğinde ise yalnızca Börklüce isyanından bahsedilir, Bedreddin’in adı geçmez. İbn Arabşah’da ise aksine Börklüce’den bahsedilmez. Oruç Bey ve Neşrî, İbn Kemal gibi sonraki kaynaklardaki ifadeler de Âşıkpaşazâde metnindekiyle hemen hemen aynıdır. İdris-i Bitlisî bu metinlerden biraz daha farklı bir içeriği olan Heşt Bihişt adlı eserinde Bedreddin’in ilminin yüksekliğini, dindarlığını, ibadete düşkünlüğünü, manevi derecesini vs.