Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her fırsatta ana muhalefet partisini hedef alıp “Bay Kemal” diye başlayan ağır sözlerle yüklenmesi mi CHP yönetimini daha fazla rahatsız ediyordur yoksa solcu aydınların ikide bir gündeme getirdikleri “parti sağcılaşıyor” eleştirileri mi? Muhtemelen AK Parti liderinin tutumunu kendi tabanını konsolide etmeye yönelik siyasi bir strateji olarak görüyorlar ve bundan dolayı çok da kaygılanmıyorlardır. Buna mukabil soldan gelen eleştirilere karşı olabildiğince duyarlı oldukları ortada. CHP’nin şimdiki yönetimi epeyce bir süredir mevcut seçmen tabanını genişletebilmek için toplumun geniş kesimlerine açılma hedefi doğrultusunda yeni politikalar geliştirmeye çalışıyor. Bu çerçevede atılan neredeyse bütün adımlar solcu aydın duvarına toslayıp etkisizleşiyor. Daha evvel cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde aday belirleme tartışmalarında da bu yaşandı mesela. Solcu aydınların “yeni Ekmeleddinler istemiyoruz” kampanyası Kılıçdaroğlu’nun elini bağladı; Muharrem İnce’nin adaylığının yolu da o zaman böyle açıldı. Öte yandan, CHP yönetiminin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi sallanıp duran “sol muhalefet”in bunca etki gücüne rağmen partiyle organik bağının olmayışı ilginç bir durum… Dikkat ederseniz, Dev-Yol örgütünün çıkardığı gazeteden tutun da müstakil bir partinin yayın organı olan mevkuteye kadar “sol medya”da CHP’nin “ne yapması gerektiği” anlatılıyor. CHP yönetimini sağcılığa ve muhafazakâr değerlere taviz vermekle suçlayan bu solcu aydınlarımız çoğunlukla marjinal sosyalist partilere ve bu sıralarda -PKK’nın siyasi kanadı olduğunu sağır sultanın bildiği- HDP’ye oy veriyorlar. Kendileri söylüyor, oradan biliyoruz. Peki, CHP’ye kimler oy veriyor? Türk bayrağı, İstiklal Marşı, Atatürk simgeleriyle temsil edilen ve aslında Türk toplumunun yüzde doksanının paylaştığı ideolojinin mensubu olan ortalama Türk vatandaşı.