AK Parti kurulduğu zaman -Milli Görüş gömleği çıkarılmış olduğu için- partinin ideolojik kimliğini tanımlama ihtiyacıyla kendilerine “muhafazakar demokrat” diye bir sıfat uydurdular. Bu adlandırmayı benimseyen, kendi siyasi veya ideolojik duruşunu ifade etmek için kullanan kimse çıkmadı ama AK Parti’deki genel görünümün etkisiyle galiba, sonraki yıllarda dindar insanlara yapışan bir adlandırma olarak kaldı muhafazakar sıfatı. Dindar demiyoruz, muhafazakar diyoruz. Yahudi yerine Musevi demek gibi gereksiz bir dil kibarlığı.
Oysa muhafazakârlık dinî değerlerin muhafazası talebinden ibaret bulunmayan ve çok geniş bir alanda hükümferma olan bir tutumdur. Din dışı muhafazakarlıklar da vardır. Hatta din karşıtı muhafazakarlıklar bile vardır.
Okuyanlar hatırlayacaktır, Tolstoy’un Anna Karenina romanı şu cümlelerle açılır: “Bütün mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz ailelerin ise her birinin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.”
Aynı şekilde bütün toplumların kendine özgü muhafazakarlıkları vardır. Söz gelimi meşhur İngiliz muhafazakarlığı -ana karakteri itibarıyla- sınıf temelli birtakım geleneklere...