Edebiyat dünyasında ve aydınlar muhitinde bir zamanlar ikide bir gündeme gelen “Roman öldü mü?”, “Gelecekte şiir olacak mı?” türünden sorulara çoktandır rastlamıyorum. Ne dergi kapağı ne soruşturma dosyası görüyorum bu konularla ilgili.
Oysa mesele yerli yerinde duruyor: örneğin 19 ve 20. yüzyıllarda olduğu ölçüde etkili romanlar yazılmıyor artık. Aynı problem şiir başta olmak üzere diğer sanat dalları için de geçerli.
Sanat düşünceye öncülük etme, kitleleri coşturma, kamuoyuna yön verme ve hatta toplumun estetik standartlarını değiştirme gücüne sahip görünmüyor artık.
Yoksa bize mi öyle geliyor? Sanat türlerinin zaman içinde yaşadığı dönüşümün farkında olmadığımız için müzik, roman, şiir, tiyatro veya resim alanında biçimlenen yeni yönelimleri de değerlendiremiyor olabilir miyiz?
Alışkanlıklarımızı sanatın kuralı gibi görme yanılgısı mı bu alandaki...