İnsanoğlunun en önemli becerilerinden biri yaptığı yanlış işlere bahane bulmaktır. Yüz doların üstündeki resminden tanıdığımız “entel dantel” devlet adamı Benjamin Franklin’in “İyi mazeretler bulmayı başaranların başka şeyler de başarabildiği çok nadiren görülür” dediğine bakmayın. Bahane bulmak savunma mekanizmalarının amiral gemisidir. Ayrıca biz Türklerin de “milli spor”udur.
Elbette herkes savunma mekanizmalarını devreye sokma ihtiyacını her zaman hissetmez. Yaptığımız yanlışın farkında olduğumuzda bahane aramaya başlarız. Mesela bir hırsız, hırsızlığın kötü bir şey olduğunu bildiği için “Ben çalmasam başkası çalacaktı” gibi bir bahaneye sarılarak kendisini savunmaya çalışır.
Yalnızca kötü olduğunu bildiğimiz işleri yaptığımızda değil, tercihlerimizin yanlış sonuçlar verdiğini anladığımızda da bunu yaparız. Mesela siyasi tercihlerimizi savunurken de bu psikolojik mekanizmalar devreye girer.
Bazen kendi gerekçelerimizi kendimiz de tatmin edici bulmayız; o zaman konuyla alakasız da olsa daha “daha savunulabilir” görünen başka bir gerekçe ileri süreriz. Hem kendimizi hem de başkalarını bu...