Tarihte olaylar iki kere tekrarlanırmış. Ama ilkinde trajedi ikincide fars şeklinde. AK Parti iktidarları dönemindeki “Çözüm Süreci” girişimleri de bu kapsama girer mi acaba?
Aslına bakarsanız ilk iki girişimi bugünkü “yeni süreç”ten ayıran taraf bunların belirli bir hazırlık, planlama ve siyasi kararlılık içinde hayata geçirilmeye çalışılmasıydı. Gelgelelim “ilk” Çözüm Sürecine o vakit ben iki noktadan itiraz etmiştim. Biri MİT yöneticileri ile PKK temsilcilerinin görüşmelerinin üçüncü ülkeler aracılığıyla gerçekleşmesindeki büyük yanlıştı. İkincisi projenin kamuoyuna sunuluşunda bölücü örgütün dilinin kullanılması, sözgelimi inkar ve imha siyaseti, Kürt sorunu, demokratik çözüm gibi PKK jargonunu oluşturan terim ve tanımları aşacak kavramlar ortaya konulamamış olmasıydı.
Bu durum masadaki taraflardan birinin eksikliğini, yetersizliğini, kavramsal hazırlıksızlığını gösteriyordu. Çünkü kendi yaklaşımınızı ifade edecek yeni bir dil üretemeden mevcut soruna yeni bir çözüm üretmeniz mümkün olamaz.
MHP lideri Bahçeli o günlerde bu konuyla ilgili şunları söylüyordu: “Kürt açılımı adı altında Türkiye’nin...