Bugünlerde “İktidar yanlış yapmaz, ortada bir yanlış varsa başkasının suçudur” felsefesini savunan kalemlerin hedef gösterdiği iki adres var. Biri muhalefet. “Rahat bırakmıyorlar ki çözelim sorunları…”
2018’de değeri 4 TL civarında olan dolar Başkanlık rejimine geçilip bütün güç tek elde toplandıktan sonra dört yıl içinde 15 TL seviyesine gelmişse bunun sorumlusu elbette muhalefettir!
Buna inanan var mı peki? Evet var. Bir kamuoyu anketinde hayat pahalılığının sorumlusu kim sorusuna katılımcıların yüzde 11’i “Kılıçdaroğlu” cevabını vermişti geçen aylarda.
Bugün bu oran ne kadar değişmiştir bilmiyorum ama söz konusu “yüzde 11” varlığıyla gurur duyulacak bir kesim olmadığı gibi iktidarın bekasını temin etmeye yetecek bir toplam da teşkil etmiyor nihayetinde. Yine de Türkiye gibi toplumsal kutuplaşmanın yüksek olduğu bir ülkede muhalefete muhalefet etmenin siyasi getirisi her zaman var.
Bunun yanı sıra “dış güçler” de daima kurtarıcı rolde olabiliyor. Kurtarıcı derken mahiyeti belirsiz mevcudiyetleriyle birilerini sorumluluktan kurtarma işlevlerinden söz ediyorum....