Son olarak Prof. Mustafa Öztürk’ün maruz kaldığı linç girişimi bizim bu ülkede şahit olduğumuz ilk örnek değil. Son olmasını diliyoruz yalnızca. Farklı düşüncelere sahip, farklı yorumları benimsemiş olduğu için suç işlemiş kabul edilen ve hatta kafir ilan edilip birilerine hedef gösterilen son aydınımız olsun Mustafa Hoca. İslam alimlerinin 15 asırdır tartıştıkları bir konuda daha önce defalarca dile getirilmiş bir görüşü üstelik -iki yıl önce yapılmış- akademik bir toplantıda telaffuz ettiği için linç edilmek isteniyor bir ilahiyat profesörü. “Kuran-ı Kerimin manası vahyedilmiştir, lafzı değil” görüşünü savunduğu için “Kuran’ı peygamber uydurdu” dediği ileri sürülerek bilgisiz insanların hedefi yapılmak isteniyor. Esas itibarıyla İslam’ın ilk asırlarında alimler arasında ihtilaf konusu olan -kelamcıların kısaca “halk’ul Kur’an” meselesi dedikleri- “Kuran mahlûk (sonradan yaratılmış) bir varlık mı yoksa Allah’ın kelamı olması itibarıyla ezeli mi” tartışmasının (ve bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan kelam-ı nefsî-kelam-ı lafzî cedelinin) devamı mahiyetinde akademik bir problem bu. Prof. Mustafa Öztürk bu çerçevede İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin “Arapça bilmeyenlerin namazda ayetlerin tercümesini okuyabilecekleri” şeklindeki görüşünün ancak lafız-mana ayrımı çerçevesinde zemin bulabileceğini düşünüyor. *** İslam alimlerinin çoğunluğunun mukaddes kitabımızın hem lafız hem de mana olarak vahyedildiği görüşünde oldukları doğru.