Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu vahim tablonun ve yaşanan sıkıntıların tek bir sebebi var. O da kötü yönetim. Kötü yönetimin yansımalarının en fazla hissedildiği alan ise doğal olarak ekonomi. Vatandaşın cebine giren parayla cebinden çıkan paranın değeri arasında giderek büyüyen uçurum doğrudan hissediliyor.
Dış politikada veya eğitimde veya sağlıkta veya tarımda veya başka bir alanda yapılan yanlışlar ancak o alanın doğrudan ilgilisi olan kesimleri derece derece etkilediği için bu konulardaki büyük yıkım tablosu kolayca görülemeyebiliyor.
Ekonomi yönetimindeki yanlış kararların, isabetsiz uygulamaların, ehliyetsiz kadro tercihlerinin ve politik inatlaşmaların doğum tarihinin iktidar partisinde ve devlet yönetiminde otokrasinin sahneye çıktığı günlere kadar uzandığı ortada.
Öyle ki iktidar partisinde genel başkanın “eşitler arasında birinci” konumunda olduğu 2002-2012 arası 10 yıl boyunca dolar kuru 2 TL’nin altında kaldı. Gezi Parkı olaylarının ardından AK Parti’nin “lider partisi”ne dönüştüğü 2013’te 2 TL’nin üzerine çıktı. 2017’de resmen partili cumhurbaşkanlığı düzenine geçilmeden önce 3 TL olan dolar bundan sonra hiç...