Hükümet seçim gününe kadar enflasyonu düşürmeyi başarabilir mi? Bunu yaparsa seçimi kazanabilir mi? Perşembe yazısında bu soruları ortaya atıp mevcut iktidarın enflasyonla mücadele konusunda bilhassa 2018’den itibaren izlediği politikaların ne getirip ne götürdüğünü hatırlamaya çalışmıştık.
Bir defa, bugünkü Maliye Bakanı’nın da bir ara ifade ettiği üzere, bu iktidar ekonomide “ortodoks” bilimsel anlayışa iyi gözle bakmıyor. Bu yüzden de uzmanların veya bilim insanlarının görüşlerine ve önerilerine uygun bir tutum göstermiyor. Öyle anlaşılıyor ki bilhassa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonominin işleyişi konusunda özgün bir yaklaşımı var. Yalnızca ekonomistlerin tepkisini çeken “Faiz sebep, enflasyon neticedir” görüşünü kastetmiyorum. Bu mottoyu da ortaya çıkaran “daha pratik” bir yaklaşımı kastediyorum. Sözgelimi enflasyonu frenleyebilmek için faiz yükseltmek gerektiğinde bunu yapmak yerine ülkenin döviz rezervlerini eritmek olsa olsa kısa vadede gerçekleşmesi hedeflenen başka bir amaçla ilgili olmalıdır. Bu tutulan yolun yanlışlığı muhakkak olsa da rasyonaliteden kopmuş olmakla açıklanması yeterli olmayabilir. Kendi içinde...