MHP lideri Bahçeli’nin erken seçim çağrısıyla başlayan süreç, tabiri caizse, “beklenen sürpriz” oldu. Bekleniyordu, çünkü bir süredir siyasette doğal olmayan bir durum ortaya çıkmıştı. Siyaset dünyası ve hatta kamuoyunun ciddi bölümü bir erken seçim atmosferine çoktan girmişti zaten. Siyasi partiler arasında ittifaklar oluşturuluyor, seçim yasası değiştiriliyor, il ve ilçe kongreleri erkene alınıp tamamlanıyordu. İktidar partisinin kongrelerinin birer miting havasında geçtiğini de unutmayalım. Ne var ki AK Parti cenahından gelen açıklamalar bugüne kadar hep “kesinlikle bir erken seçim olmayacak” şeklindeydi. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kategorik olarak erken seçimlere olumsuz baktığını biliyorduk. Ama öbür yandan, aslında iktidar partisinin erken seçim istemesinin gerekçeleri vardı ortada. En başta “yerel seçim” meselesi. Yerel seçim “mesele”ydi, çünkü normal takvime göre 2019 Mart ayında yerel seçimlerin, bundan altı ay sonra Kasım’da da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılması gerekiyordu.