Fahreddin Paşa tartışması aynı anda birden fazla problemi su yüzüne çıkardı. Bir kısmı dahili, bir kısmı harici… Harici olan en basiti, hatta belki çözülmesi en kolay olanı. Oradan başlayalım… Biliyorsunuz, Türkiye epeyce zamandır Ortadoğu’daki siyasi mimarinin yenilenmesi kavgasının bir tarafında. Arap Baharı sürecine takaddüm eden günlerde şekillenmiş olan bir saflaşma, cepheleşme var bölgede. Türkiye, Katar gibi ülkeler ile “Arap Sokağı”nın ciddi bir bölümünün temsilcisi durumundaki İhvan hareketi bir yanda, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri öbür yanda. “Obama Amerika’sı” ilk grubu, İsrail ikinci grubu destekliyordu. Diğer yandan, Arap Baharına da ilk grup destek veriyor, ikinci grup ise bu süreci kendi varlıklarına yönelik bir komplo olarak görüyorlardı. Mısır’da askeri darbeyle İhvan’ın iktidardan düşürülmesi ikinci grubun birinci gruba indirdiği en ağır siyasi darbeydi aynı zamanda. Gerek Mısır başta olmak üzere kaybedilen mevziler, gerekse Suriye İç Savaşı’nın yol açtığı kaos ilk grubun ajandasında yer alan beklentileri zora soktu. Ardından “Trump Amerika’sı” çıktı sahneye.