CUMARTESİ YAZILARI ATÜT’ün Türkiye’de rağbet görmesinin bir sebebi de “milli bir sosyalizm” rüyası gören bazı milliyetçi sosyalistlerimizin özlemlerine cevap verir görünmesiydi. ATÜT kavramını Türkiye’de ilk defa gündemde getirenlerin başında yer alan -ve Divitçioğlu, Hilav gibi dostlarını bu konuda çalışmaya teşvik eden- Kemal Tahir Osmanlı toplum düzeninin Batıdan farklı oluşunu Marks’taki gibi olumsuz değil olumlu bir hususiyet olarak görüyordu. Özel mülkiyetin bulunmadığı sınıfsız bir toplum düzenine sahip olduğunu düşündüğü Osmanlı sistemi romancımızın gönlündeki ve kafasındaki sosyalizm idealine uygun görünmüştü. Tek başına “Kerim Devlet” adlandırması bile Osmanlı toplum düzenini sosyalist ütopyanın çoktan gerçekleştiği bir model olarak kabul etme eğilimini gösterir. Kemal Tahir’in Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu ve bu bağlamda konuyla ilgili fikirlerini anlattığı romanının adı da “Devlet Ana”dır. *** Bir tür “ilkel sosyalizm” örneği olarak gördüğü Osmanlı toplum düzenini ve devlet sistemini romantik bir anlatımla idealize eden bir diğer sosyalist aydınımız ise “Doktor” Hikmet Kıvılcımlı. “Osmanlı Tarihinin Maddesi” adlı eserinde Osmanlı-Bizans ilişkisini İbn Haldun’dan aldığı modelle “yorgun medeniyet ve barbar topluluk” ilişkisi olarak ele alan Kıvılcımlı, gelgelelim, buradan Mukaddime müellifinin aklına bile gelmeyecek güncel sonuçlar çıkarır. Çandarlı Halil Paşa’yı -solcu bakış açısıyla- bir tür Turgut Özal gibi, Fatih’i de adeta sosyalist bir hükümdar gibi anlatır. Ama aynı zamanda “ilkel sosyalist kan örgütünün yerine Devlet’in geçişini” de yine Fatih’le başlatır. Bunu da Fatih’in son zamanlarında “Bizans tarafından ele geçirilmesiyle” açıklar.