İsrail devleti 1948’den itibaren topraklarını sürekli genişletti. 1967’deki -Araplar açısından- utanç verici savaştan sonra “geçici olarak” işgal ettiği Filistin topraklarını kalıcı olarak gasp etmenin yollarını aramaya başladı. Bu çerçevede Filistinlilerin evlerine, çiftliklerine, köylerine el koyup Avrupa’dan veya Rusya’dan getirttiği Yahudi göçmelere yeni yerleşimler açtı…
Dolayısıyla kendi vatanlarında önce azınlık durumuna düşürülen Filistinliler bilahare vatanlarını da büsbütün kaybetme tehlikesiyle yüz yüze kaldı...
İsrail’in 1967’de belirlenen sınırlarının dışında yer aldığı için uluslararası camianın meşru kabul etmediği ve derhal durdurulması için defalarca BM kararı çıkartılan yeni yerleşim yerlerinin sayısı her geçen gün arttı. Yani İsrail’i yönetenler hiçbir zaman uluslararası camianın tepkisine kulak asmadı; Birleşmiş Milletler’in kararlarını dinlemedi. Hâlâ da dinlemiyorlar.
Bu arada Kudüs’ü ebedi başkenti ilan etti Siyonist...