CUMARTESİ YAZILARI İkinci Yeni, Attila İlhan’dan sözederken değindiğimiz gibi, esas olarak Garip akımının getirdiklerine –ve götürdüklerine- tepki olarak belirmiştir. Türk şiirindeki modern(ist) damarın anti-modern müdahalelere isyanı ve patlamasıdır İkinci Yeni. Garip şiiri aslında şairaneliği tasfiye ederken saf şiiri (poesie pure) kurmak istiyordu. Ama, şiirin temel gereçlerini ortadan kaldırınca aklın, zihnin boyunduruğunda bir şiire mahkûm oldu ister istemez. Saf şiirin herşeyden önce nazım mükemmeliyeti demek olduğunu görmezden gelmişti Orhan Veli. Bunun için de vezin, kafiye, müzikalite, eda, duygu, söz sanatları vs. olmasın derken şiiri çırılçıplak kaldı. Mısradan da vazgeçtiğinde yapı sorunuyla karşı karşıya geldi. Dilin, dildeki kelimelerin taşıdığı kendiliğinden şiirselliğe de kapısını kapalı tuttuğu için şiiri bir anlamda şaşırtıcı söz söyleme sanatına dönüştürdü. Hepsinden önemlisi, Garip şiiri yeni toplumun, yeni bireyin, yeni insanın dünya karşısındaki, öbür insanlar hakkındaki, kendisi hakkındaki duygularını, kaygılarını, düşüncelerini ve hassasiyetlerini ifade edebilme gücüne sahip olamadı.